Kayıtlar

Temmuz, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kaypak zeminde ayakta kalmak

Resim
Düz bir yolda herkes yürür; marifet, engebeli yolda sorunsuz yürüyebilmektedir. Başarılı bir belediye çalışması sonucu yapılmış, gayet kaliteli bir kaldırımda herkes yürür; mesele, kaldırım olmayan yerlerde doğru yerde yürüyebilmektedir. Sert ve kuru bir zeminde herkes yürür; beceri, buzlu ve kaygan bir zeminde sadece ayakta kalabilmek değil yürümeye devam edebilmektedir. Hayatın imkan ve şartlarının lehine olduğu bir ortamda herkes yaşar; marifet, ölümün kol gezdiği zamanlarda, hastalıkların, savaşların ve acıların ortasında yaşamaya devam edebilmektedir. İnancın ve adaletin payidar olduğu bir toplumda herkes adil ve emin bir insan olarak var olmayı başarabilir; zor olan, şirkin ve zulmün gündelik hayatın parçası haline geldiği, hırsızlık ve haksızlığın sıradanlaştığı bir düzlemde var olabilmektedir. Ayaklarının bile seni dinlemediği, aklının başını alıp gitmek istediği, dizinin tutmadığı, gözünün emniyet ve tehlikeyi ayırt edecek kadar göremediği, alaca karanlık bir pu

Göç dünyanın kanunudur

Resim
Hayatın sahibi Allah(cc)’in kanunlarını koyduğu bir hayat sürüyoruz. Doğum ve ölüm arasında geçecek sürenin bazı noktalarında irademizle bazı detayları değiştirme hakkımız olsa da, geldik ve gidiyoruz bu dünyadan. Gelip kalan olmadı hiç, olmayacak, olamayacak. Dünya, konanın göçtüğü, gelenin gittiği bir durak, bir konaklama yerinden ibaret. Bütün süsüne, nimetlerine ve aldatan lezzetlerine rağmen; geçici, bitici, yok olucu bir süreç. Sonunda asıl hayata, buradan sonrasına, ahirine hazırlanılan ve güç toplanılan bir kamp yeri. Geldik, yedik, içtik, oynadık, eğlendik, ağladık, üzüldük derken; bitiverecek ve hiç yaşanmamış gibi ya da bir gün hatta daha az yaşanmış gibi olacağımız, aslında ahirete nispetle çok ama çok kısa bir devran dünya. Dünyanın kanunlarındandır, kimse kalıcı olamaz burada; kuşlar göçer, geyikler de, kartallar bile göçer hatta aslanlar da. İnsanlar da göçer, sadece ölüm değildir göç, mekan mekan dolaşır dururuz. Birileri için ekmek kaygısı iken, biriler

Dünya huzurunun sırrı

Resim
Karga kendi yürüyüşünü beğenmez ve değiştirmek için bir örnek ararken serçeyi seçer. Serçe gibi zıplamak çok havalı gelir ona ve denemeye başlar. Fıtratın zıddına hareket ederek elde edilecek bir güzellik olmadığını anladığında ise, iş işten geçmiştir. Karga kendi yürüyüşünü unuttuğu gibi serçe gibi yürümeyi de becerememiştir. Ortaya ne olduğu belirsiz bir yürüyüş çıkar. O gün bugündür, hayvanların en çirkin yürüyeni kargadır derler, ne normal yürüyebilir ne de zıplamayı becerebilir. Kendin kalabilmek insan için ve insanlık haysiyeti için, olmazsa olmaz bir meziyettir. Bu her alanda böyledir de, en çok sosyal yaşam biçiminde, davranışlarda ve insan ilişkilerinde kendin kalabilmek gerekir. Tabi, kendin kalabilmek için önce bir kendin olabilmek gerekiyor. Kendi olamayan, başkalarının taklidiyle, özentisiyle kendini ifade edebilen, özünü ve sözünü kaybetmiş birinden en fazla taklitçi bir eşkıya olur. Eşkıya olur; zira kendini bilmeyenin Rabb’ini bilmesi de muhaldir. Rabb’in