Kayıtlar

2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İslam’ın yitik çocuğu

Çelimsiz denilebilecek kadar zayıf bir adamdı, boynu bükük ve sesi titrekti hemen çoğu Bosnalı gibi... Zaten köse de olsa sakal ve bıyıkları metruştu. Bir başka muhabbet sırasında sormuştum bunu; ‘neden Bosnalılar hep tıraşlı’ diye de cevabımı almıştım. ‘Çünkü Sırplar sakallı!’ Sonra adını sormuştum, ‘Ramazan’ demişti. Heyecanla ne demek biliyor musun peki demiştim de ‘sadece adım’ ‘Ramazan’ ıslık gibi çınlamıştı kulağımda. Ramazan oruç tutmayı da bilmiyordu, Ramazan ayını da. Hatta namazdan da bihaber idi. ‘Neden öldürüyorlar ki sizi’ gibi saçma bir soru daha sormuştum o karmaşık kafayla.. Ramazan mazlum ve çaresiz ses tonuyla ıslıkladı yine: ‘Türk olduğumuz için!’ Sırplar, Boşnakları Türk oldukları için öldürüyorlardı. Türk onların gözünde müslüman demekti. Dünyanın bir başka bölgesinde başka zamanlarında hep birileri müslümanları öldürmek için bir sebep buluyordu nasılsa, burada Avrupa’nın ortasında neden bulamasınlardı bir sebep. Osmanlı bakayası olmak Türk olmak için k

Bana siyahı anlat

Resim
Mavi senin olsun  bana siyahı anlat Senin olsun modern hayatlar bana yıkılmış şehirleri anlat Sabaha karşı meltemin sesi senin Bana kulakları yırtan jetin sesini anlat Resmimi çekmeyin böyle  tozluyken heryerim, Duydum, sizin orda insanlar üzülüyormuş Hilal çıktı bayram sizin Bize savaşın  bittiğini anlat Şu yanımda  yatan kardeşim.   Az ötedeki kopmuş el onun Bana nasıl sabredeceğimi Ona cenneti anlat Mavi senin olsun olur mu abi, bana siyahı anlat. Çekmeyin resmini kardeşimin,  Zaten üzülür izlemezler sizin orda. Onlar üzülmesin, bana siyahı anlat.

Fakirlik Vakıa'sı

Abdullah b. Mesud(ra)'u, ölüm hastalığında ziyâret eden Osman(r.a): "Sana bir bağışta bulunulmasını emredeyim mi?" dedi. Abdullah, buna ihtiyacı olmadığını söyledi. Osman; "Senden sonra kızlarına kalır" dedi. O zaman Abdullah onu su cevabı verdi: "Sen kızlarımdan korkma. Ben onlara Vakıa suresini okumalarını emrettim." Peygamber(s.a.s)'in söyle dedigini işitmiştim: "Her kim her gece Vâkıa suresini okursa, ona fakirlik dokunmaz." (İbn Kesir, Tefsiru'l-Kur'ani'l-Azim, IV, 282) Bu rivayetin benzerleri farklı varyasyonlarla bazı kitaplarda daha yer almakla birlikte hadis ulemasınca sure ve ayetlerin faziletleri ile ilgili tüm hadislerin zayıflığı tespit edilmiş olup bu hadisin de sahih olmadığı beyan edilmiştir. Ancak konunun bu kısmını ehline havale edip bu rivayet üzerine bina edilen ve çoğunlukla Kur'an-ı anlamaktan uzak yeni devir yurdum müslümanları arasında yayılan, fakirlik görmemek maksadıyla Vakıa okumak adeti üze

Sadeliğin Sultanı

Zamanlar ve mekanlar çok yiğit gördü, çok melik, hükümdar, sultan gördü. Pek azı hariç sultanlar, saltanatın debdebesine, gücün şehvetine yenildiler. Dünya avuçlarına konulan bu adamların imtihanları elbette adları gibi büyük oldu. Hep sevapların güçler nisbetinde işlendiği düşünülse de aslında günahlar daha çok gücümüzün yettiği kadardır. Sultanların hele de Osmanlı sultanlarının otorite ve saltanatlarının gücü düşünüldüğünde ona sahip olan herhangi birinin sapmaması, azıtmaması bile başlıbaşına büyük bir marifettir. Bu sebepledir ki; Osmanlı sultanlarını değerlendirirken gözardı etmememiz gereken şey, onların yaptıkları kadar aslında yapmaya imkanları olduğu halde yalnız Allah için geri durdukları işleri de hatırlamak olacaktır. Güç ve saltanat, para ve imkan gibi firavunlaşmanın yolunu en hızlı açan anahtarları belinde taşıyarak ama şeytana karşı beli bükülmeden bir ömür sürmenin ne büyük bir marifet olduğunu onların yaşadıklarını hayal bile edemeyen bizlerin anlaması pek kolay de