Kayıtlar

Doğu etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İnanca saygı, düşünceye özgürlük!

Resim
  Teoride hemen herkesin kabul ettiği inanca saygı gibi bir çağdaş erdem göstergesi var. Üstüne bir de düşünce özgürlüğü eklenince, sloganlarımızı süsleyen bu ikiliyi hepimiz bir yerlerde kullanmışızdır. Batılı çağdaş ve medeni(!) ülkelerin, bize dayattıkları bu ikiliyi pek sevmiştik aslında ama nasıl oluyorsa bir yerlerde konu biz olunca, uluslararası arenada aslanların önüne parçalanmak üzere atılan bizim kutsallarımız olunca, ne hikmetse bir anda bu süslü sloganlar tersine dönmeye başlıyor. Bir bakıyoruz, adamların aleme pazarladığı sloganların içeriğini biz onlara anlatmaya, ikna etmeye çalışıyoruz. İnsan haklarından, inanca saygıdan dem vuruyoruz. Ne kadar güzel anlatırsak anlatalım, fayda etmiyor. Kırk dereden getirdiğimiz sular, kurumuş beyinlere işlemiyor. Sıkıntı şurada; biz, bir kutsalı olmayan insanlara kutsala hakaretin özgürlük olamayacağını anlatmaya çalışıyoruz. Peki kutsalı olmayan insan olabilir mi, insan kalabilir mi? Vardır bir kutsalları diye düşünüp, oradan

Hayat bağlarımız

Resim
İnsanoğlunun hayata tutunmak için, uğrunda birtakım fedakarlıklar yaparak, kendini mutlu hissettiği, yaşamaktan haz duyduğu ve hadi öyle söyleyeyim, “hayatına anlam kattığı” duygu bağları, his dünyası, aidiyet arzuları vardır. Mesela biz Müslümanlar için, temeli imanımıza dayanan birçok örnek vermek mümkün. Rasulullah(sas)’e duyduğumuz muhabbetten başlayıp, seçkin insan toplulukları olarak ashabına duyduğumuz bağlılık, onların izlerinden gitmeleri ve dünyaya hayırlı bir nam, güzel bir hatıra ve yüksek bir şan bırakan ecdadımıza duyduğumuz aidiyet duyguları bizi hayata bağlayan, yaşadıklarımıza anlam katan ve gelecek tasavvurumuzu şekillendiren iç dinamiklerimizdir. Kendimizi ait hissettiğimiz milletten, neslimizin geldiği aileye, bir nimet ve imtihan olarak lütfedilen evlatlarımızdan, bir şekilde bağımız olan ve değer verdiğimiz insanlara, arkadaşlarımıza ve dostlarımıza; ortak duygularımız, ortak hayallerimiz, ortak acılarımız ve ortak sevinçlerimiz olan her bir varlığın

Bizim ve onların normali

Resim
Dünya hayatı, sebepler üzerine inşa edilmiştir. Yağmurlara bulutlar sebep olur ama biz rahmet için Allah(cc)’a hamd ederiz. Toprakta yetişen muhteşem lezzetlerle beslenir ama yine Allah(cc)’a hamd ederiz. Hayvanların topraktan beslenerek semirdiği etlerinden, kanlarından süzülen sütlerinden ve onlardan üretilen nice çeşit nimetten faydalanır ama koyunlara ya da ineklere değil sadece Allah(cc)’a hamd ederiz. İnsanlığın Allah(cc)’ın kulları olduğuna inanır ve tamamının bu anlamda eşit olduğuna ve üstünlük olarak, dünyalık nimetlerin değil ahiretlik mertebelerin geçerli olduğunu düşünürüz. Kimsenin neslinin aslına, sahip olduğu imkan ya da zenginliklere bakmayız, rengine ya da yüzünün şekline göre davranmayız. Normal insanlar olmak ve öyle kalmak için gayret ederiz. Dünya düzeninin de normal olmasını; adalet ve zulmün karışmamasını, güçlünün haklı olan zayıf karşısında boynunun bükük, zayıfın haklı olduğunda dünyanın en dik duruşlu insanı olabilmesini isteriz. Her insa

Batı ile yüzleşmek

Resim
Hemen sözün başında batı derken neyi kast ettiğimi ifade edeyim ki, olası zanlar ve gereksiz tartışmaların hiç değilse bir kısmı bertaraf olsun. Batı; güneşin battığı yönün adı olmakla birlikte, kadim insanlık yurdu olan Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının birleşme noktasının batısında kalan coğrafyanın, tarihi ve bugünü ile temsil ettiği zalim ve azgın bir fikrin, dünyaya hegemonya kurmak için ürettiği ve yürüttüğü, yaydığı ve desteklediği, şeytanın arkadaşlarının hamiliğini yaptığı, temelinde menfaat ve para bulunan bir emperyalist görüşün, duruşun ve savaşın adıdır. Batı, derken bir ulusu, devleti ya da bölgeyi kast etmiyorum. Bir yönüyle yönlerden bir yönü de kast etmiyorum. Zira batılı kafanın Çin’de yani doğumuzun en doğusunda da tezahür etmesi mümkündür. Batı; sömürgeci ve yüzsüz, azgın ve sınırsız, hep aç ve hırsız, duygusuz ve vicdansız, hem zalim hem arsız, bir batıl ideolojinin, bir şeytani planın, bir vahşi savaşın adıdır. İşte bu batı ile bugünlerde yeni

Doğu ile batı eşitliği

Resim
Güneş doğudan doğar ve öncesinde ufukta bir kızıllık belirir, batıdan batar ve sonrasında ufukta bir kızıllık görülür. Üzerinde tefekkür etmek isteyenler için, Allah’ın kainata koyduğu düzenin her biri ayrı ayrı ayetlerdir. Tıpkı Kur’an ayetleri gibi, herkesin gönlüne ve aklına hitap eden ayetler. Bir kere bu düzenin insanoğlu var olduğundan beri, aksamadan ve değişmeden devam ediyor olması, akıl sahipleri için büyük bir ayettir ve ancak iman ve acziyetini fark etmeye vesile olur. Baksanıza dünya, kendi etrafında dönüyor, diğer gezegenlerle birlikte güneş etrafında dönüyor, güneşle birlikte galaksi içinde dönüyor, galaksimizle birlikte samanyolu içinde yol alıyor ve biz her akşam aynı yıldızları, aynı noktada bize göz kırparken buluyoruz, yerleri insanoğlu gökyüzünü takip etmeye başladığından beri milim değişmiyor. Ve hiç bir güç, Allah’ın koyduğu düzene müdahale edemiyor, değiştiremiyor, durduramıyor! Güneş, hayatımızı yönlendirdiğimiz zamanın ayetidir ve zaman d