Kayıtlar

Kasım, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hayat ölümün ayağına gider

Resim
  Dünyanın bütün meselelerini, şehrin ve insanın tüm sorunlarını, hayatın gailesini bitiren, sevinç ve acıları unutturan, gelmesiyle gidilen elçi ölümdür. Kalabalıkların arasından tek tek, azar azar insanları eksilten ama çoğumuzun hiç farkında olmadığı bir avcıdır ölüm. Şehrin caddelerini aydınlatan lambaların, ışıklarına çarpan simaları tanımaması gibi; gözlerimize yüzleri takılan ama tanıma ihtimalimiz olmadan hayattan ayrılan insanlarla birlikte yaşıyoruz. Günlük onlarca cenazenin kalktığı şehir mezarlıkları ve farklı yönlere tabutlar taşıyan belediye cenaze nakil araçları hiç durmadan faaliyetlerine devam ediyorlar. İnsanın dizlerini kıran, belini büken acıları karşısında; yanında olan ve bu işlerini kolaylaştıran, düşünmesine gerek kalmadan çözen, buna karşılık bir maddi külfet yüklemeyen ve bunu artık sıradan bir hizmet gibi sunan belediyelere de ciddi bir teşekkür borçluyuz. Şehirlerin kıyısında birer büyük liman gibidir mezarlıklar ve şehir büyüdükçe mezarlıklara d

Başarıya tapınmak

Resim
İnsan, eşrefi mahlukattır. Diğer yaratılmışlardan üstün kılınmış, alem hizmetine sunulmuştur. Bu büyük sıfatın karşılığında ise ondan, tek bir Allah’a kulluk etmesi ve kendi de dahil kimseye tapınmaması, kendi hevası dahil hiçbir heves uymaması istenmiştir. Yaşadığımız çağda artık bir Firavun yahut benzeri ilahlık taslayıp da insanları secdeye zorlayan kimseye rastlanmazken, dolaylı ve sistemli bir şekilde insanların gerek kendi arzularına, gerekse başkalarının isteklerine boyun eğmeleri sağlanmaya çalışılmaktadır. Fert olarak her birimize ben merkezli bir bakış empoze edilirken, topluma da farklı açılardan ve değişik dozlarda ama sürekli olarak yücelik aşılanmakta. Hayatın hemen her aşamasında yer alan fertler, kendini imkan ve ortam nispetinde, çevresindekilerden üstün görmeye, onlara hükmetmeye hatta gücü yeterse zulmetmeye kalkıyor. Her evde kendisine tapınılan çocuklara rastlamak mümkün, her işyerinde kendisine tapınılan patronlara rastlamak sıradan, her kamu kurumunda kendisine s

Medeniyetin temeli ahlaktır

Resim
  İnsanlık, Adem(a)’ın dünyaya ayak bastığı günden bu yana, kendisine vahiyle bildirilen gerek maddi imkan ve keşiflerle, gerekse manevi ibadet ve ahlakla, onu diğer yaratılmışlardan üstün kılan farklılığını koruyabilmiştir. Halen yeryüzünde karşımıza çıkan ve modern bilimlerin, aklımızla bulduğumuza hepimizi ikna etmeye çalıştığı birçok medeni adımın temelinde, kuşkusuz vahiy yani bizim aklımızın da üstünde bir yönlendirici güç vardır, işaret vardır. Bilim; bizim, buğdayı ekip sonra biçerek un yapmayı ve ardından hamur yoğurup ekmek yapma aşamasına geçmeyi Kabil’in düşünerek bulduğuna inanmamızı ister. Yahut hayvanları evcilleştirip sürüler halinde beslemeyi ve ardından sağken sütünden ve yününden, ihtiyaç olduğunda ise kesip etinden ve derisinden faydalanmayı Habil’in düşünüp keşfettiğine inanmamızı bekler. Bunun yapmaktaki temel hedefi; bir sonraki yani manevi hayatımızla ilgili kararlara Allah(cc)’in karışma ihtimalini daha baştan engellemek ve yaratılış ve gelişmeyi kendiliğ

İyi bir Antepli olmak zor değil

  Temelde iyi olmak zor değil aslında. İyiliğin kendisi zor değil çünkü. İyi bir insan olmak için özel gayret gerekmiyor. Fıtratına yani yaratılışına dönen, o hani çocukluk döneminde hiç bozulmadan ortaya koyabildiği bütün saflık ve masumluğuyla yaşanan şey fıtrattır ve iyilik onun doğal sonucudur. Kendisine iyi davranan herkese gülümseyen bir çocuk asla aptal değildir. Bunu yapan büyük de ahmak değil! Kimin samimi kimin sahtekar olduğunu ölçme ya da anlama imkanının pek olmadığı düşünülürse; iyilikle bakana, iyilikle konuşana, iyilikle davranana iyilik etmek, iyi davranmak ve iyi konuşmaktan daha normal ne olabilir? İyilik; kalbinde, büyüğü nifak, ortası haset ve küçüğü nefret olan felaket çemberini bozabilecek tek yoldur. Ve bunların arasında bulunan sayısız kötülüğü ve kötü emeli etkisiz kılabilecek tek ilaç. İyiliğin icra yeri ve zamanı, son kullanma tarihi ya da sınıfı, mesleği, semti yoktur. Kim, nerede ve nasıl bir imkan bulursa onunla iyilik edebilir. İyi olabilir. İyilik; evde

Duruşumuz kalitemizin resmidir

  Bugün hemen herkesin elinde dolaşan ve cebine sığan aletler arasında küçük bir ayrıntı olarak kalan kameraların temelinde yer alan İbni Heysem’in optik alanındaki keşifleridir. Onun hayalinde çoluk çocuğun elinde dolaşacak bir kameranın olup olmadığını bilemiyoruz. Ama sonucun vardığı yeri yaşıyoruz. Işığın ve gölgelerin hapsedilme hikayesinin 11 yüz yıllık bir geçmişi olması yine de yeterince ilginç. İnsan fotoğraflamayı ve resimlemeyi pek bir seviyor. Öyle ya; bilmem ne adındaki, uluslararası üne sahip bir ressamın tablosuna verilen paralar, dudak uçuklatıyor. Resmin kalitesi ressamından, emeğinden ve ortaya çıkan neticeden oluşuyor. Hoş yeni zamanlarda boş çerçevelere de büyük para verenler olmadı değil! İşin politik boyutu olduğunun resmi idi tabi o tabloda yer alan ama yoktu ve görülmedi. Neticede her birimiz, her an meleklerin kayıt altına aldığı kareleri yaşıyoruz. Hayatımız anlatsak film olur diyoruz ya sorulduğunda, hah işte çok doğru; bir film oluyor zaten. Bir önemli farkl