Avrupa Rüyasının Sonu
Yüzyıllık bir uykunun sonundayız, uyanınca rüyalar da bitecek fakat uyanmamak için direniyoruz. Biraz okula gitmek istemediği ama mecbur olduğu için zorla uyandırılan, ödevlerini bitirmemiş, uykusunu alamamış, mahmur gözlerini açmamak için direnen, mızmız ve haylaz bir talebe gibiyiz. Gözlerimizi tam olarak açtığımızda bize uykuyu sevdiren o güzel rüyanın da sona ereceğini bal gibi biliyoruz. Uyumak, dünyaya yenilmektir; batıya teslim olmak, kontrolünü kaybetmek, sorumluluklardan kaçmak ve en önemlisi rüyalarla avunmaktır. Sadık olmayan ve gerçekleşme ihtimali de bulunmayan rüyalar... Uyumak; Avrupa Birliği’ne, Birleşmiş Milletler’e ve Nato’ya inanmaktır. Uyumak; tek dişi kalmış bir canavara aşık olmaktır. Uyumak; batılı ve batıl rüyalar görmektir. Uyumak; insan olmanın ve kul olmanın gereklerini yerine getirmemektir. Uyumak; zulme gözünü kapatmak, mazlumları duymamak, coğrafyamızda patlayan bombaları ninni olarak algılamaktır. Uyumak; bilinçsiz hareketler