Kayıtlar

Medeniyet etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Şehirlilik ve medeniyet

Resim
  Çok büyük sözler ediyor, çok önemli mevzular yazıyor ve konuşuyoruz. Ya da en azından öyle zannediyoruz. Oysa gerçek hayat, sokaklarda ve evlerde yaşanıyor. Fikirler ve edebiyat daha çok satırlarda ve sayfalarda mahpus kalırken, sesler ve kokular caddelerde geziyor. Medeniyet dediğimiz şeyi, filozoflar konuşurken; aslında köşkerler dikiyor, bakkallar tartıyor. Kim ve ne olduğunuz önemli değil, sonuçta aynı yolda yürüyor ve aynı kaldırımları kullanıyoruz. Araçlarımızın markası ya da modeli ne olursa olsun, aynı asfaltta ya da aynı tozun toprağın ve taşın üstünde sürüyor, aynı sakızı çiğniyoruz ve yutuyoruz. Ne kadar zengin olursanız olun, ne kadar pahalı olursa olsun arabanız, ya da tam tersi; yaşadığımız şehrin havasını soluyor ve tamam bazılarımız içme suyunu parayla alsa da, genelde aynı suyu içiyoruz. Hepimizin ekmeği hamurdan, o da buğdaydan yapılıyor. Kimisi içine birkaç çeşit tahıl katsa da, neticede ekmek ekmektir. Şehir şehir midir peki? Ne kadar şehirdir ya da? K

İyilikte yarışmanın kuralları

Resim
Hayat, herkes için bir yönüyle yarıştır. Birileri hayatta kalmak için koşturmakta, diğerleri yaşadıkları hayatı daha da keyiflerine uygun hale getirmek için çırpınmakta yarışırlar. Kötülükte yarışanlar olduğu kadar, biz Müslümanlar gibi iyilikte yarışmakla emir olunanlar da vardır. Ancak bu emrin, bir koşunun başlangıç düdüğü gibi olmadığı, ortada rakiplerin birbirini geçerek daha büyük ödül almak gibi bir dertleri olmayacağını hemen en başta söyleyerek söze girelim. İslam’ın iyilikte yarışma anlayışında, en azından sıradan bir maraton kadar kurallar ve takip edilmesi gereken yollar var. Neticede ödüller var ancak sıralama bitiş noktasına en önce gelene göre değil, kalbindeki ihlası en sağlam olarak iyilik edene göre belirleniyor. İçine enaniyet, kibir ve minnet gibi zehirler katılmamış iyilikler, her halükarda sahibine birincilik getiriyorlar. Kalplerdeki niyet ise, yarışa kabul edilmenin ön şartı: Allah(cc) rızasından başka bir maksatla iyilik edenler bu yarışa katı

Medeniyet bizim oralıdır

Resim
Merhum Akif’in İstiklal Marşı’nda; “Ulusun, korkma, nasıl böyle bir imanı boğar, Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar.” Dediği canavar, dişlerine protez yaptırdı ve gırtlağımıza yapıştı, boğdu bizi. Başımızı gövdemizden ayırmakla yetinmedi, bedenimizi de paramparça etti. Bazı parçalarımızı yedi, yuttu ve sindirdi, artık onlar yok! Bazı parçalarımızı kan-revan içinde attı bir kenara, bazılarımızı elleriyle besledi, büyüttü, kendine “köpek” etti. Canavarın dişlerine yaptırdığı protezler; sayısız türde ve çeşitte, çapta ve menzilde, mermiler ve füzelerdi. Batılı canavarın ağzından dökülen ve iyi şeyler zannettiklerimiz de bu füzeden dişlerin arasından, demokratik hareketler yapan kıvrak dilinden geçip geldi kulaklarımıza. Bize söylenen, yüzyıllardır batının geliştiği, ilerlediği ve bir medeniyet kurduğu idi. Hepimiz böyle büyütüldük ve uyutulduk. Arada uykumuzda yediğimiz tekmeleri rüyadan sayıp, gözlerimizi açmaya bile zahmet etmedik. Ama canavarımız doymak bilmeyen işta

Platonik batı sevdası

Resim
İnsanlar, dünyanın farklı yerlerinde ve tarihin farklı devirlerinde, Allah(cc)’in zamanın akışı içinde tayin ettiği dönemlerde, farklı medeniyetler inşa ederler ve yıkarlar. Bu günler insanlar arasında dolaşır durur. (Ali İmran 140) Bir devrin muhteşem güçleri bir sonraki devirde yer ile yeksan olurlar. Bir bakarsınız adı sanı duyulmamış bir başkası öne geçer, üstün gelir ve bir medeniyet inşa eder. Medeniyet kavramını, güç ve otorite ile kurulan zenginlik ve gelişmişlik olarak kullanıyorum. Aslında bizim açımızdan medeniyet; Medine menşeli bir hayat tarzının insanlığa sunduğu hayat tarzı ve neticesinde ortaya çıkan toplumun meyvesidir. Bu deverana örnek olarak, Endülüs, Selçuklu ve Osmanlı gibi hemen hepimizin bildiği medeniyetleri gösterebiliriz. Diğer yandan, batının da kurduğu ve yaydığı medeniyetleri olmuş ve onlar da gelmiş ve geçmiştir. Bugün ise dünyanın geldiği noktada, güç ve gelişmişliği temsil eden batı medeniyetidir. Onunla rekabet etme ihtimali bulunan doğ