Kayıtlar

Mart, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gündemimiz Ramazan ayı ve bereketleri

  İslam, ibadetleri belli bir nizam ve vakit üzere vazeden bir dindir. Müslüman ise hayatını vakitle düzenleyen, bütün vaktini de kulluk bilinci ile değerlendiren durumunda olmak için gayret eden insandır. Namazımız, orucumuz, zekât ve haccımız gibi temel ibadetlerin bir zamanı vardır hep. Vaktinden önce ya da sonraya bırakmak telafisi olmayan eksikliklere sebep olur. Vaktinde kılınan namazın yerini tutacak başka bir şey olamazken, vakti gelmeden tutulan oruç asla Ramazan ayında tutulan oruca denk olamaz. Vakti gelmeden verilen sadakalar ne kadar çok olursa olsunlar, vakti gelen zekâtın yerini tutamazlar. Vakti gelmeden bütün bir yıl Kabe’de geçirilse, Arafat’tan hiç inilmese asla hac ibadeti yerine getirilmiş olamaz. Her şey vaktinde güzeldir. Bahardan evvel açan çiçek sempatik gelse de meyveye durmadan dökülmesi muhtemeldir. Vaktinden sonra meyveye duran ağaç için ise olgunlaşmak muhaldir. Ramazan ayı yılda bir düzenli olarak hayatımıza giren ve her şeyin vakte ayarlı olması gerektiğ

Mülk Allah’ındır, hükmünde ortağı yoktur!

  Depremler denizin ortasında küçük bir kayıktaymışız gibi bizi sallıyor. Asıl büyük felakete sebep olan depremlerden sonra ölçüm olarak küçük de olsa tüm depremleri ya takip ediyor ya da hissediyoruz. Önce bir dalga geliyor, ardından titriyor yeryüzü ve üstündeki her şey. Artık hepimiz tecrübeli depremzedeler olduk! Ramazan ayına çok yaklaştığımız bugünlerde, şöyle bir derin nefes almaya ve nereye gittiğimizi ve bizi neyin beklediğini bir kez daha hatırlamaya şiddetle ihtiyacımız var. Bu ay boyunca Kur’an ile meşgul olmak, olabildiğinde nafile ibadetlerle farzlarımızı süslemek ve üstümüzdeki tozu toprağı silkelemek için geceleri ve gündüzleri değerlendirmemiz gerekiyor. Bunca kalabalığın içinde aslında hepimiz yalnız öleceğiz ve yalnız hesap vereceğiz. Ramazan ayı boyunca da cemaatle ifa edeceğimiz ibadetlerimizin yanında tek başımıza kaldığımızda yalnız Mevla’mız ile bizim aramızda kalacak dualar ve zikirlerle, sinemizdeki hüzün ve endişeleri takdim etme imkânı bulacağız. Depremin sa

Niyet; her başlangıç ve her bitiş için

  Kimin neyi hangi niyetle yaptığını en iyi bilecek olan elbette Allah(cc)’tır, bir de kişinin kendisi. Biz faniler ancak zahirde gördüğümüze göre karar verir ve muamele ederiz. İslam erken tarihine birazcık vakıf olan herkesin bildiği meşhur rivayettir Kuzman hadisesi. Cesur ve iyi bir savaşçı olan bu zat, büyük yararlıklar gösterdiği Uhud Muharebesi sonrasında yaralı ve acılar içindeyken kendisini tebrik edenleri reddetmiş ve şerefi için savaştığını söyledikten sonra acılara dayanamayıp intihar etmiştir. (İbni Hişam) Savaş meydanına Allah’ın Rasulü’nün daveti sebebiyle değil, Medine kadınlarının kınamaları sonucu katılmıştır. Allah(cc) için değil şerefi için savaşmış ve cehennemlik olmuştur. Niyet işte tam da böyle dönüşü olmaz yerlerde insanın hem dünyasını hem ahiretini perişan edebilirken, bazı noktalardan geri dönüş mümkündür. Kuzman, savaş meydanına gidip can vermese, Medine’de normal bir ölüm ile ölse şerefi insanlar nezdinde daha yüce kalırdı belki de. Ama tarihe böyle geçti v

Felaketlerin hikmetini bilmek mi?

  Zor zamanlarda konuşmak her zamankinden daha kolay olsa da, çok daha fazla dikkat ister. Zira zorlukları yaşayanların bedenlerindeki yaraları kadar ruhlarında da açık ve hala kanayan yaralar vardır. Kimimiz bazı yakınlarını kaybetmişken, bazılarımızın ayağı toprağa basan hiçbir yakını kalmamıştır. Sallanan sadece bedenler olmuyor, asıl derin izler ruhlarımızda kalıyor. Ateş düştüğü yeri kavururken; alevleri yaklaşan, yakından bakan, gönlünü açan, el atam herkesi yakıyor. İşte tam da bu noktada ağızlardan çıkan her söz kurşun gibi ağır, mermi gibi yaralayıcı olabiliyor. Konu felaketlerin ilahi hikmetlerini idrak etmeye gelince, basma kalıp cümlelerle yaklaşmak hem sözün sahibini hem de sözün menziline giren herkesi yoruyor. Allah adına konuşmak gibi ciddi bir riski göze alıp, felaketlerin sebeplerini matematiksel bir formülle çözerek sonuçları bilgiç bilgiç açıklamak maalesef kimseye bir fayda sağlamıyor hatta zarar veriyor.  Bela ve musibetlerin umumi olması bize umum hakkında Allah’