Kayıtlar

Şubat, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İyi olmak ve iyi kalmak

  Modern zamanların, gelişmiş şehirlerin ve kapitalist hayat şartlarının, hemen herkesi ve her erdemi sıklıkla ve ciddi şekilde sınadığı, iyi olmanın ve iyi kalmanın her zaman zor olan pratiğinin, artık daha da zor olduğunu hepimiz, hemen her gün duyduklarımızla ve gördüklerimizle daha iyi anlıyoruz. Devleti için iyi vatandaş, şehri için iyi hemşeri, işi için iyi usta, tanıdık ve komşuları için iyi biri, ailesi için iyi bir anne, baba, eş, kardeş veya çocuk olmak ve bunu bir süreliğine ya da bir mekana has kılmadan hayatın tamamında bir standart olarak yaşamak, herhalde bugünlerin en değerli mücevherlerinden biridir. Afrika’nın batılılar tarafından sömürülen zengin elmas yataklarında değil, Anadolu’nun altı ve üstü verimli topraklarında, Gaziantep’in tarihi ve güncel olarak yeryüzünde doldurduğu boşlukta, cadde ve sokaklarında, okul ve fabrikalarında, ev ve işyerlerinde aramak ve bulmak zorunda olduğumuz mücevher; iyiliktir. İyilik; büyük kalabalıkların uyum içinde yaşadıkları bir orta

İyi işleri takdir etmek

İstisnalarımız dışında pek çoğumuz, hayatın iyi yanlarını ve insanların iyiliklerini görmek ve takdir etmek konusunda sınıfta kalıyoruz. On tane doğru iş yapan birinin tek yanlışında kötü adam ilan edilmesi gibi, yüzlerce iyi hizmetler yapmış bir yetkili de ilk yanlışında itibarını kaybedip, gözlerden düşebiliyor. Ülkenin ve şehrin imkanlarını, maddi ve manevi dinamiklerini, insan ve coğrafya kaynaklarını göz önünde bulundurarak; yapılan işlere ve sunulan hizmetlere bakmak, adalet ve denge ile değerlendirmeler yapmak, doğru ve iyi işleri takdir edip, yanlış ve kötü işleri tenkit etmek gibi, sıradan ve olması gereken davranış biçimini, bazen kişisel bir zaaf bazen de politik hesaplarla, yapmıyor oluşumuz bizi daha erdemli ve değerli kılmıyor. Tam aksine; taraftar olanların yanlışları doğru bir dille söylemesi kadar, muhalif olanların doğru işleri samimi bir dille takdir etmesi erdemlerin en değerlilerindendir. Körü körüne taraftarlık ya da yobaz bir muhalefet, ne şahsa ne şehre, ne ü