Ne olacak bu Antep’in hali?
Millet olarak politikayı pek bir severiz. Birkaç kişi bir araya gelince, ana mevzumuz ülke meseleleri ya da dünyanın kurtarılmasıdır. Hemen her birimizin genel kültüründe saatler boyu siyaset konuşacak kadar malzeme bulunur. Hele bizim nesil gibi geçiş dönemini yaşamış olanların fikir altyapısı, değerlendirme kapasitesi günlerce muhabbete yeter de artar bile. İnternetsiz, televizyonsuz ve hatta radyosuz büyüyen son kuşak olarak, biraz derleme, toplama, kulaktan duyma bilgimiz çoktur bizim. Ancak, geçen zaman içinde gördük ki, dünyayı kurtaramıyoruz. Amerikan emperyalizmi, Rus yayılmacı komünizmi, Avrupa sömürgeci demokrasisi derken, geldiğimiz noktada dünya olduğu gibi duruyor. Fakat geriye dönüp baktığımızda, ülkede ve dünyada olanları izlerken, konuşurken, düşünürken, burnumuzun dibinde kendi şehirlerimizde yaşananları gözden kaçırdığımızı anladık. Hatta hemen yanı başımızda, dokunabildiğimiz insanları, ailemizi ve komşularımızı ihmal etmişiz. Yakınlarından ve yakınlıklarından kopa