İt ürür, kervan ne durumda?
Doğru ve güzel olanın, yanlış ve çirkin olandan etkilenerek bozulması, engellenmesi, unutulması ya da bir şekilde tedavülden kaldırılması, toplum için ölümcül bir hastalık olduğundan, asıl meseleye odaklanmayı ve dışarıdan yapılan saldırıları umursamamayı tavsiye eden, kelamlardan biridir bu ve malum orijinali; “it ürür, kervan yürür” şeklindedir. Ortada bir kervan varsa ve yürümeye takati bulunuyorsa, yolu bilen bir rehberi ve güvenli bir yol da varsa, kervan haydi haydi yürüyecektir. Ne ki; şartların neredeyse tamamı kervanın aleyhine iken, bırakın yürümeyi, kervan varlığını koruma derdine düşmüşken, ürüyen itlere rağmen yola revan olmak pek mümkün olmuyor. Yola çıkmaktan aciz kalan kervan, olan enerjisini de itlere taş atmakla tüketince, geriye nefesi tükenmiş, biraz da hevesi geçmiş, çok iş yapmış kahraman edasıyla sırtını yaslayacağı ilk yumuşak yerde uykuya dalmaya hazır bir topluluk kalıyor geriye… İyiye, güzele, daha net ifadesi ile hakka aykırı, ne kadar çirkin ses ve so