Kayıtlar

Temmuz, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yardımlarda ihlas ve onurun muhafazası

Resim
Gerek dini vecibelerimiz gerekse insani vicdanlarımızla, imkanı olanlarımız, bir şekilde zor durumda olanlara, savaş ya da göçlerden dolayı mağdur olanlara yardımcı olmaya, ellerine el uzatmaya, yüklerine omuz vermeye çalışıyoruz. Bu güzel faaliyetin, hem kişisel olarak bizim ihlasımızı bozmaması, hem de alan el durumundaki insanların onurlarını incitmemesi ise; vazgeçilmez ve göz ardı edilemez iki nokta olarak karşımızda duruyor. Yardım etmenin, yardımlara vesile olmanın, bir ucundan tutmanın, insan nefsini körükleyen bir yanı olduğu malumunuz. Hele de son yıllarda müthiş bir ivme yakalayan ülke genelindeki yardım kuruluşlarımızın, oldukça profesyonel ancak çoğunlukla gönüllülük esasıyla yürüttüğü faaliyetlerine gölge düşmemesi için; gerek madden katkıda bulunanların, gerekse aracılık edenlerin mutlaka çok titiz olmaları gerekiyor. Kaçınılmaz olarak hemen her kurum, yaptıkları faaliyetleri hem kendi iç denetimleri hem de bağışçıları için kaydetmekte, yazılı ve görsel olarak pa

Suriyeli mülteci/misafir meselemiz

Resim
  Batının doğuyla ilgili en büyük yanılgısı, bizi kendileri gibi yapabileceklerini sanmalarıydı. Batıcılar da onlardan aşağı kalmıyor. Yüzlerce yıllık başarısızlığa rağmen, işgal ve katliamlarla istedikleri tipte insan üretemediler ama ne kendileri anladı ne de aramızdaki köleleri. Suriye kaynaklı insani krizin ülkemizde politik malzemeye dönüştürülmesi sonucu, uydurma haberler ve kasıtlı üretilen yalanlarla, bir nefret ve düşmanlık dalgası yayılmaya çalışılıyor. Bu konuya, politik saiklerle ve tarafgirlik ya da muhalefetle bakmak kadar büyük bir yanılgı olamaz. İnsan hayatı, vatansız ve evsiz kalan gariplerin çilesi, üzerinde zaten dünyanın bütün emperyalistlerinin tepindiği mülteci meselesi, kullanılmak için değil ancak katkıda bulunmak için konuşulacak bir uluslararası sorundur. Biz Müslümanlar için ise, Suriye meselesi; hak ile batılın ayrıldığı, zalim ile mazlumun belli olduğu, ihlasla nifakın ortaya çıktığı bir “furkan” olmuştur. Karşımızda normal bir savaş olmadığı gib

Vefa ile minnetin sınırı

Resim
  Yaptığımız işlerde ve hatta hayatlarımızı uğruna feda etmeyi göze aldığımız ideallerimizde samimi olmak, en değerli hazinelerimizden biridir. Zira samimiyetsizliğin, ağızlarda bıraktığı iğrenç tadın, kulaklarda kalan unutulası sesin telafisi neredeyse yok gibidir. Konumuzun dindeki terimleri olan ihlas ve riya adındaki iki önemli köşe taşının nelere sahip olmaya yol açabileceği gibi, neleri de kaybetmeye mal olabileceğini bilmemiz aslında anlamak için yeterli olabilir. Meşhur örnektir, Kuzman. Yesrib’in Medine olma yolunda verdiği en önemli savaşlardan biri olan Uhud muharebesine katılmayıp geri kalan, ancak kadınların onu kınamaları nedeniyle utanarak orduya yetişen, oldukça faydalı bir savaşçı olarak katılım sağladığı muharebe sonunda canından olan, ancak şehitler arasına defnedilmesine bile izin verilmeyen zavallı Kuzman… O, Allah için verilen bir savaşa kadınların kınamalarından dolayı katılmış ve şehitlerden sayılmamıştır. Aradaki tek fark budur. Niyet ve niyetteki i

Batı medeniyet değil zenginliktir

Resim
Hep medeniyetin ne olduğunu konuşuyoruz ama biraz da ne olmadığını özellikle medeniyet iddiasındaki bugünün batısının hali ile konuşmak da gerekiyor. Sanayi devrimleri ile başlayan ve teknolojik atılımlarla zirvesini bulan batının, vardığı noktanın ne olduğunu anlamanın en güzel yolu, geçtiği yerlere bıraktığı izleri takip etmekle mümkün. Uzun yıllar önce, ilk kez yolumuz Sırbistan’dan geçerken fark ettiğim ilginç bir vakıa vardı. Yol kenarlarında insanların faydalanması için çeşmeler yapılmış ve tabi çağın getirdiği eklemelerle bir nevi dinlenme tesisine dönüştürülmüş ortamlar oluşmuştu. İşin bizi ilgilendiren yanı ise, bu mekanların yoldaki tabelalarda “çeşme” olarak isimlendirilmeye devam etmesi idi. Sırpların bizden pek hazzetmediğini, Osmanlı düşmanlığını, Çetniklerin Müslümanlara uyguladıkları soykırımı herkes bilir. Ancak onlar bile bizim medeniyetimizden bir izi hala bağırlarında taşıyorlardı. Endülüs ve Anadolu başta olmak üzere, Balkanlar gibi özel coğrafyalarda, yüzy