Antep’in gazilik hikayesi
Son “silahlı” Fransız askerinin Antep’i terk etmesinin üzerinden 99 yıl geçtiği bugün, o devirde gastronomi kültürünü yokluk ve savaşla birleştirip “sahan bombası” keşfini yapan ecdadı hayırla yad ediyorum. Tabi şimdi gastronomi denilince aklımıza envai çeşit Antep yemeğinin gelebiliyor olmasını; o günlerde, kazanlarla, kepçeler ve sahanlarla direnen kahramanlara borçlu olduğumuzu unutmamız gerekiyor. Bu süreçte, Antep’e 11 ay boyunca bırakın cephaneyi, bir lokma ekmeğin bile giremediği muhasarada, yokluk ve kıtlıkla, açlıkla yapılan direnişin sürdürülmesi, akla hayale gelmeyecek yollarla, savaşa devam etmeye çalışılması, unutulmaması gereken bir kahramanlık hikayesidir. Mağaralarda, düşmanın attığı mermi çekirdeklerini eritip yeniden kurşun üreten; ellerinde barut kalmayınca, söğüt ağacı kömürünü kükürtle karıştırıp “kara barut” üreten; yiyecek bir şey kalmayınca, acı badem çekirdeklerini el değirmenlerinde öğütüp ekmek üreten; kahramanlık ve yiğitlik üreten; direniş ve zafer