28 Mayıs 2018

Oruç bir yazgıdır

Ramazan’ın ve orucun değerini idrak etmenin yolu onlara nasıl baktığımızla ilgilidir. Ramazan, kameri aylardan bir ay olmakla herhangi bir özelliğe sahip olmadı. Ancak kendisinde Kur’an’ın indirilmesi sebebiyle diğer tüm kameri aylardan farklı bir hüviyet kazandı. Sonra bu ayın oruçlu geçirilmesi emrinin Müslümanlara yazılması ile tüm aylara faziletler ve ibadetler bakımından üstünlük sağladı.

Aylar arasında herhangi bir yarış yok; Ramazan’ın üstünlük ve faziletleri biz insanlar için var. Zaten yaratılan ve insana tahsis edilen tüm varlıklar gibi zaman ve zaman dilimleri de insana hizmet içindirler. Ramazan da nihayetinde Müslümanın dünyadan elde edeceği en hayırlı amellerin zamanı olmasıyla bahşedilmiş bir lütuf ayıdır.

Ramazan ayı, içerisinde insanlar için hidayet rehberi, doğruyu gösteren açık belgeleri kapsayan ve hak ile batılı birbirinden ayıran kitap olarak Kur'an'ın indirilmiş olduğu aydır. Sizden kim bu aya erişirse onda oruç tutsun. Kim de hasta ya da yolculukta olursa tutamadığı günlerin sayısınca başka günlerde tutar. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bu, belirlenen sayıyı tamamlamanız, sizi doğru yola eriştirdiği için Allah'ı yüceltmeniz için ve olur ki şükredersiniz diyedir. (Bakara 185)

Oruç tutmanın bir yazgı oluşu da Kur’an’ın ifadesidir:

Ey iman edenler, sizden öncekilere yazıldığı gibi, oruç, size de yazıldı (farz kılındı). Umulur ki sakınırsınız. (Bakara 183)

Oruç tutmak, fakirlerin halini anlamak, açların derdiyle dertlenmek, susuzların acısını yaşamak için yerine getirilen bir amel değildir.

Oruç tutmak, bir hak yahut özgürlük olmadığı gibi; sağlık bulmak için de yerine getirilen bir amel değildir.

Oruç tutmak, her Müslüman için yazılmış bir farzdır ve her bir ferdin sadece kendisinin yerine getirmesiyle vebalinden kurtulabileceği türden bir farzdır yani ‘farz-ı ayn’dır.

Bunların yanında oruç tutan birisinin sıhhat bulması, fukaranın, açların ve susuzların halini yaşayarak anlaması mümkün olduğu gibi, bir ibadet hakkı ve özgürlüğü olarak görülebilir. Zira geçmişte ve günümüzde Müslümanların oruç tutmalarını yasaklayanlar da olmuştur, namaz kılmalarını engelleyenler de ve olacaktır. Halen Çin, Doğu Türkistan’da esaret altında yaşayan Uygur Müslümanlarının oruç tutmalarını yasaklamakta hatta zorla su içererek zulmetmektedir.

Oruç tutabilmenin bir nimet, bir lütuf ve bir rahmet olduğunu en iyi anlayanlar, oruç tutmak istediği halde herhangi bir meşru sebeple tutamayanlardır.

Oruç bir yazgıdır; yani kaderdir oruç! Behemahal yerine gelecek ve getirilecek bir yazgıdır. Ondan yüz çevirmenin mümkün olmadığı bir mübarek zaman, yaşanmasına kimsenin engel olamayacağı bir rahmettir.

Baksanıza sokaklarında oruçtan nasipsiz bir sürü insanın dolaştığı şehirlere bile damgasını vurmakta; tıpkı ezan gibi herkesin duyduğu ama ancak kısmet sahiplerinin erişebildiği ibadetlerden bir ibadettir.

Ramazan ayının gündemi Kur’an ve oruçtur. Bunu başkalarına heba etmemek ve değerli bir hazine gibi sahip çıkmak gerekir.

İnsanların başka dertleri, davaları, kavgaları olabilir. Hayatın getirdiği pek çok yük, karmaşa ve telaş belleri bükebilir. Netice asla değişmeyecek ve Ramazan bizim rahmet ve bereket zamanımız olarak kalacaktır; Kur’an ile rahmet, oruç ile bereket…

Günün akşamında bir ezan sesiyle Allah için tutulan orucun, Allah’ın nimetleriyle bozulması anında hissedilen iman ve kazanılan ecrin sevincini ancak yaşayanlar hisseder.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hariçten gazel okumak; Suriye ve Filistin

  Hızlı zamanlarda yaşıyoruz. Günlük hatta saatlik değişimler, olaylar ve bilgiler su gibi hatta esen bir yel gibi akıp duruyor. Bu haber ve...