Hayatın akışı, olayların hızı, işlerimiz ve meşgalelerimiz
arasında, çoğu zaman gözden kaçırdığımız asıl faktör, asıl değer, asıl önemli
olan; insandır.
Her ne iş ile meşgul olursak olalım, nihayetinde işin
vardığı noktada karşımıza insan çıkacaktır. Bu, ülke yönetenlerden aile
yönetenlere kadar devam eden, hatta tek başına yaşayanları da kapsayan genel
bir gerçekliktir.
Kainat, insan için var edilmiş ve olayların merkezine de
insan yerleştirilmiştir.
İnsanın yaratılışı ile elde ettiği değeri, yine biz insanlar
bir şekilde iptal etmeye, ihmal etmeye pek bir hevesliyiz. Alemlerin Rabbinin,
her insanın bizzat kendisine sunduğu imkan ve nimetleri yine bir takım
insanların elinden almayı marifet sayarız.
Oysa, dünyanın huzur ve dengesinin üzerine kurulduğu mihenk
insandır.
Evet, hayvanların da yaşadığı ve faydalandığı bir dünyada
yaşıyoruz ama o hayvanlar da insan için vardır. Evet, yeşilin, doğanın ve
çevrenin de çok önemli olduğu bir çağda yaşıyoruz ama onların değerli olma
sebebi de yine insandır.
Kısaca, dünyada var olan her şey hakkında düşündüğümüz ve
yaptığımız şeylerin insana ne gibi bir fayda ya da zarar getirdiğini hesap
etmek ve ona göre karar vermek durumundayız.
İnsana rağmen çevreci olunamaz. Buna çevreye tapınmak denir.
İnsana rağmen hayvansever olunamaz. Buna hayvana tapınmak
denir.
İnsana rağmen idareci olunamaz. Buna kendine tapınmak denir.
İnsana rağmen demekten kastım; insanın zararına sebep
olarak, onlara fayda sağlanmadan yapılan iştir.
Bu popüler kavga alanlarının merkezinde insan yoksa, büyük
bir sorun var demektir. Birileri bu konuları, politik ya da ekonomik çıkarı
için kullanıyorsa, orada büyük bir istismar vardır.
Meşhur ve makbul söylemlerdendir; “insanı yaşat ki devlet
yaşasın”. Şeyh Edebali’nin bu nasihatinin üzerine bina edilen devletin onca
yozlaşma ve tahribata rağmen nasıl ve ne kadar ayakta durduğunu herkes biliyor.
Genelde devlet, yerelde ise belediye hizmetleri, insanları
memnun etmiyorsa başarısızdır. Tabi herkesi memnun etmek gibi bir ütopya henüz
sağlanamadı. Ancak normal ve herhangi bir art niyeti olmaksızın hayatını devam
ettiren, ortalama bir vatandaşın memnuniyeti ölçü olmak zorundadır. Bunun oranı
en az yarıdan fazla olmalıdır ki, memlekette huzur olsun, sükûnet olsun, refah
içinde yaşansın.
Bu köşeyi takip edenler bilirler. Geçen yıldan bu yana
özellikle yerel meselelerdeki sıkıntılara dikkat çekmeye çalışıyorum. Örneğin,
şehrimizde çalışmayan yürüyen merdivenler, orta refüj problemleri,
kullanılamayan dönel daireler gibi. Olması gerektiğinden yüksek ya da engin
kaldırımlar, bir türlü düşünülemeyen araç park yerleri gibi.
Geldiğimiz noktada, insan faktörünün etkisinden ve merkezde
olmasından bahsediyorum. Bütün bu eksikler ya da fazlalıklar, insanların takdir
ya da eleştirisine göre şekillenmeliydi. Dahası, bir adım ilerisini gören
idareciler, beklentilerden daha modern ve temiz bir şehir için sürpriz adımlar
atmalıydılar.
Bir yıldır uzun ince bir yolda gittik ve geldik ama geri
dönüp baktığımızda bir arpa tanesi kadar mesafe ancak alabilmişiz.
Şehrimizde bazı merdivenler yürümeye başladılar, insanlardan
bir kısmını hem de büyük kısmını mutlu eden, Gaziantep için büyük ancak
insanlık için küçük bir adım bu!
Yıl 2021 ve biz milyonluk bir metropolde, yürüyen
merdivenlerin yürüyebilmesine seviniyoruz. Bu da halimizi anlatmaya yeter! Hoş
o merdivenler akşam mesailerini bitirince duruyorlar ama olsun hiç değilse
mesai saatlerinde bir hareket var.
Muhterem yerel yöneticilerimiz, çok iyi işler yaptığınızı
biliyoruz. Denizi geçip derede boğulmayın diye yazıyoruz.
Biz sıradan vatandaşların kıstası çok basittir:
10 kilometre mis gibi asfalt yapmış olabilirsiniz ama eğer
ben aracımla o yolu kullanırken, rögar kapağı engeline çarpıyor ya da çukuruna
düşüyorsam, başarısızsınız!
Aynı yolun kaldırım kenarlarında kalan boşluklar pislik
içindeyse, başarısızsınız!
Bilmem kaç milyonluk bir şehir bir türlü şehir temizliğine
ve düzenine ulaşamıyorsa, hiç kusura bakmayın, başarısızsınız!
Bundan biz vatandaşlar sorumlu olabilir, suçlu olabiliriz
ancak biz eleştiri ve şikayet, siz ise dinleme ve düzeltme makamındasınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder