İnsan fıtratının bozulmadan muhafazasına, ruhun erdemlerinin
nefse üstün gelmesine, iyilik hislerinin kötü arzuları yenmesine, kısaca;
insanın kul olmasına ve kul kalmasına sebep olacak, yardım edecek, yol açacak
ve destek verecek her türlü, bilgi ve becerinin öğretilmesine ve tabii ki pratikte
uygulanmasına eğitim diyebiliriz.
Vahiy temelli toplum düzeninde, eğitimin temel hedefi; daha
iyi bir kul olmayı benimsetmek ve uygulanmasını bir huy ya da bir erdem olarak içine
sindirerek, benimseyerek yaşamak ve o hal üzere ölmeyi arzulamaktır.
Bu sebeple, eğitimin bir zamanı ya da yaşı olmadığı gibi,
özel bir mekanı da yoktur aslında. Müslüman hayatı boyunca öğrenmeye ve eğitilmeye
devam eden bir talebedir. Mezuniyeti ölüm olan bir mektebin talebesi…
Rahmet ve bereketin sahibi olan Allah(cc), bize lütfedip
yılda bir ayı seçmiş ve onunla her yıl tekrarlanan, ömrü olanın yılın her
mevsiminde görebildiği özel bir eğitim kampı düzenlemiştir. Kampımızın bazı
hususiyetleri ve kuralları elbette vardır. Ancak kurallara takılıp temel hedefi
yani eğitimi kaçırmamamız gerekiyor.
Oruç tutmak bir açlık eğitimi değildir, yani orucun hedefi Müslümanların
aç kalmayı alışması değildir. Çok yemeyi ve günün her saatinde yemeyi terk etmeyi
öğrenmek çok daha verimli bir kulluk için gerekli davranış biçimlerindendir.
Üç ya da beş öğün yemek gibi bir kötü alışkanlığın yaygınlaştığı
günümüzde Ramazan ayının hayatımıza yerleştirmeyi öğrettiği yeme düzeni, günde
iki seferdir.
Yine uyku düzenimize Ramazan ayının getirdiği bereket olarak
sahur vardır ki; aslında teheccüd için kalkmayı öğrenmeye ne kadar da yardımcıdır.
Konu yemek olduğunda ve ertesi gün açlık ve susuzluk çekilme ihtimali
bulunduğunda sahur yapmak için kalkabildiğimize göre, diğer zamanlarda da aynı
saatte uyanabiliriz.
Zaten sahura yemek için kalkmak ana amaç değildir. Bereketinden
istifade etmek için, bir bardak su ile bile olsa sahur yapmak tavsiye edilirken
dikkatimizden kaçmaması gereken budur.
Yemeğin ana amaç olduğu bir işi yapmak, üstün insan fıtratı
için ne kadar da aşağılayıcı bir durumdur. Yine Ramazan ayında kilo almak ne
kadar üzücü bir faydadır!
Ramazan ayı boyunca, oruçlu olmamız sebebiyle
davranışlarımızda ve işlerimizde bir yavaşlama, konuşmalarımızda bir azalma ve
özel dikkat göstererek hayatımızı en az enerji kullanarak idame etme gibi
eğitimleri de alacağız.
Tabii ki, başkalarının işlerinde çalıştığı için, işyeri
sahibinin hukukuna da riayet etmek zorunda olanlarımız için bu bariz bir
zorluktur. Onların da ecirlerinin daha fazla olacağını umut ediyoruz.
Kimse bizim oruçlu olmamızdan rahatsız olmamalı elbette ama
bizi de oruçlu olduğumuz için kasıtlı olarak kimse rahatsız etmemeli, ezmeye
kalkmamalıdır. Sakin olmayı ve kışkırtmalara rağmen sakin kalmayı öğreneceğiz.
Geçmişte insanların; Müslüman ya da gayri müslim fark
etmeksizin, Ramazan ayına azami hürmet göstererek, hiç değilse umumi Ramazan
havasını bozmadan hayatlarına devam ettikleri günler çok geride kaldı.
Seferi ya da hasta olsa bile Ramazan ayına hürmeten ve sair oruç
tutan Müslümanların hakkına riayet ederek, açıkta bir şey yememek ve içmemek
erdemli bir davranış şeklidir. Oysa bugün artık alenen Ramazan ayının hürmetini
çiğnemeyi marifet gören bir toplumda yaşıyoruz.
Bu da bize, nelerin değişmesi gerektiği hususunda, Ramazan
ayında verilen çok değerli bir eğitimdir.
Mukaddes zamanlarımıza, mukaddes ibadetlerimize ve mukaddes
sembollerimize hürmet edilen bir toplum inşa etmek; sosyal bir hayat nizamı ve
cemaat ile yaşanan bir din olan İslam’ın ibadetlerinin tamamının temelidir.
Bunun bizden başladığını, bizim öncelikle yaptığımız işe özen
göstermemiz gerektiğini bilmeliyiz. Namaz kılıyorsak onu ikame etmeli, oruç
tutuyorsak elimiz, dilimiz, gönlümüz velhasıl hayatımız onunla tutulmalı,
kontrol altına alınmalı ve başıboş bir yanımız, bir işimiz, bir davranışımız kalmayıncaya
kadar eğitilmeye devam etmeliyiz.
Ramazan kelimesinin günahları yakıp, yok eden anlamına
geldiğini ve bunu yapabilecek olanın da Allah(cc) olduğunu bilelim. Dahası her
ne kadar sadece Ramazan demeyi alimlerimizin çoğu caiz görse de; Ramazan’ın
Allah(cc)’in isimlerinden bir isim olduğu rivayetlerini de göz önüne alarak
azami hürmet ile bu ayı geçirmek, herhalde her Müslüman için en hayırlı
davranış biçimidir.
Bu ayda edineceğimiz, günahlardan sakınma ve hayırlar işleme
hassasiyetimizin, bütün bir yıl sürmesi arzusu ile başlayacağımız Ramazan
ayımızın bereketli geçmesini temenni ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder