İsrail’in herkese kabul ettirdiği mağduriyet kaynaklı bir “haklılığı” var. Bu yüzden her şeyi yapabilir ama mutlaka mazur görülür.
Filistin’in siyasi olarak kullanılan, kınamalarla beslenen bir “kimsesizliği” var. Bu yüzden başlarına ne gelirse gelsin kimse müdahale etmez/edemez.
Türkiye’nin yapabileceği ancak batının yüzsüzlüğünü yüzlerine vurarak, utanma ihtimallerini beklemekten ibaret olacakken, İran’ın müdahil olma ihtimali daha da düşük. “Kürecik üssü olmasaydı İran vuracaktı” masalına inanmak için ciddi ciddi çocuk akıllı olmak lazım.
İsrail batının şımarık çocuğu falan da değil, aksine bin yıl önce hangi saiklerle haçlı seferlerini destekliyorlarsa bugün de aynı kafayla arkasında duruyorlar.
Bütün mesele bugün karşılarında bir Memlük, Eyyubi veya Selçuklu devletinin olmayışından ibaret. Olmayınca olmuyor..
Bugün elimizde kalan; Filistinlilerin bu vahşi savaş makinası karşısında ne kadar dayanabileceği, ne kadar can verebileceği ve ne kadar canlarını yakabileceği.
Yakın tarihte; Afganistan, Bosna, Çeçenistan, Arakan, Irak, Suriye ve Yemen tecrübelerini gören bir nesiliz..
Bu sebeple, artık şu zulme duyurma sevdamızın anlamsızlığını, devletlere müdahale etme çağrılarımızın boşluğunu kabul etmenin ve eğer gerçekten dert ediniyorsak, elimizden geleni yapıp, Allah(cc)’a sığınmanın vaktidir.
Çünkü gerçekten, mazlumların Allah(cc)’tan başka kimsesi yok!
Allahım eğer Filistin halkı İsrail eliyle helak olursa, Beyt-i Makdis’i muhafaza edecek başka kimse yoktur. Onların attıklarını isabet ettir, kayıplarını şehid olarak katına al, geride kalanların kalplerini sekinet ver, meleklerinle onları destekle, ümmette hayır yoktur..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder