26 Eylül 2020

Belediye kalbimize dokunmalı

Gaziantep şehir olarak, tarihi temelleri ve geleceğe umutla bakan ticari ve sosyal gelişmeleriyle, hep dinamik bir şehir olduğundan olsa gerek, şehrin yolları ve kaldırımları çok yıpranır. Tabi bunda, yazlarının kavurucu sıcaklığın ve kışlarında yaşanan dondurucu ayazların da etkisi çoktur.

İnsan faktörüne gelince; şehrin sürekli hareket eden ve yerinde duramayan halkını hepimiz yakinen tanıyoruz. Evden işe gitmek gibi sıradan yolculuklar bir yana, hiçbir işi olmasa da piknik/sahre amaçlı gezintiler, aile ziyaretleri ve arkadaş buluşmaları gibi sosyal aktiviteler hiç durmaz bu şehirde ve trafik hiç bitmez.

Hepimizin her zaman bir işi vardır ve mutlaka acelemiz de olur. İşlerine gidenlerle evlerine gelenler farklı şeritlerde yarışırlar adeta.

Halkının bu dinamizmi, belediyeler başta olmak üzere tüm kurumların da aktif, dinamik ve heyecanlı olmalarını kaçınılmaz kılar. Bu şehrin hızına ayak uyduramayan, idareci ya da sıradan vatandaş fark etmeksizin, yarışın dışında kalır, elenir.

Gaziantep’in kendi iç hareketliliğinin üstüne, bir de çevre illerden başlayarak, son dönemde yaşanan turistik ataklarla neredeyse dünyanın öteki ucundan aldığı ziyaretçiler eklendi. Tabii ki işin ticari boyutunu unutmuyoruz. Hareketin olduğu yerde bereketin olduğundan şüphemiz yok.

Ancak şehir merkezi, pek genişlemeye müsait olmayan ya da kimsenin dokunamadığı binalar sebebiyle dardır Gaziantep’in. Kalp damarları daralan yaşlı bir adam gibi, her sabah ve her akşam, Gaziantep’in de nefesi kesiliyor.

Yolların darlığının yanında, istatistiksel olarak, kişi başına düşen araç sayısı şehrimizde 4 kişiye 1 araç şeklindedir. Aynı istatistik, örneğin bir dünya metropolü olan İstanbul’da 10 kişiye bir araç düşecek şekilde kayıtlara geçmiştir. Bu durum da; Gaziantep’te trafik sorununun yol yapmakla çözülmesinin çok zor olduğunu ancak elimizdeki yolları daha verimli kullanarak az da olsa rahatlamalar sağlanabileceğini söyler.

Belediyelerimizden şehir merkezi için artık mucizevi dokunuşlar bekliyoruz. Fakat kurumların doğasında insanüstü güçler olmadığından bu da gerçekleşemiyor. Bazı noktalarda bizi hayrete düşüren düzenlemeler olsa da; şehirde hemen herkesin, “şurası bir türlü düzenlenmedi” dediği onlarca kilit nokta hala kilitli olarak duruyor.

Büyün sıkıntılar radikal çözümlerle aşılabilir. Gaziantep’te su veya doğalgaza erişimde bir sıkıntı yaşanmıyor ancak şehrin can damarları artık bu nüfusa ve bu araç sayısına dar geliyor. Cesur adımlar atacak ve gerçekten köklü çözümler üretecek bir yerel idare anlayışı bekliyoruz.

Kalbine giden ve gelen ana damarları tıkalı bir hastanın parmak ucundaki yaraya pansuman yapılmasının birkaç damla kan kaybını önlemekten başka bir faydası olmayacaktır.

Sokaktaki gerek kendi aracını gerekse toplu taşımayı kullanan her vatandaşın, özellikle sürekli trafikte olan ticari araç kullanıcılarının yani taksicilerin ve servis şoförlerinin tamamına yakını şehir merkezinden şikayetçidir. Her trafik sohbetinin ana ya da ilk konusu budur.

Merkeze açılan ve damara takılan dar bir stent gibi sık sık tıkanan, merkezdeki alt geçitler, ne tek şeritlidir ne çift şeritli. Tecrübeli taksicileri dinlerseniz, o alt geçitlerin aslında nereden başlayıp nerede bitmesi gerektiğini size anlatırlar.

Bu şehrin sorunları masa başında yapılacak planlarla değil, sokaktaki insanların sesini dinleyerek doğru şekilde çözülebilir. Ancak ne hikmetse gazi şehrin büyükşehir belediyesine kimse meramına anlatma imkanına sahip değildir.

Gaziantep belediyesi, sosyal medya gibi, dünyanın en büyük metropol şehirlerinin bile halkını muhatap alıp çözüm üretmeye çalıştığı hatta bırakın belediyeleri, dünyanın siyasetine bile yön verilen mecralarda, kimseyi dinlemeye tenezzül etmiyor. Örneklerini bizzat yaşayarak tecrübe ettiğim bu durumu gelecek haftaya bırakıyorum. Zira engelli dostu olma iddiasındaki şehrimizin çözümlenmeyen engelli sorunları da var.

Telefonla ya da bizzat ziyaret ederek can kulağıyla yani ciddi ve samimi olarak vatandaşları dinlemek, yerel yönetimlerin aslında en güçlü olması gereken yanını terk etmek, ne akılla ne çağımızla ne de profesyonel belediyecilikle bağdaşmazken, vatandaşın gönlüne dokunma imkanından da mahrum olmak anlamına geliyor.

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hariçten gazel okumak; Suriye ve Filistin

  Hızlı zamanlarda yaşıyoruz. Günlük hatta saatlik değişimler, olaylar ve bilgiler su gibi hatta esen bir yel gibi akıp duruyor. Bu haber ve...