Her şeyi herkes bilemez, her konuda herkes bilgi sahibi de
olamaz. Her birimizin bakışı, görüşü farklıdır. İnsanız nihayetinde ve bir sürü
eksiğimiz, yetersizliklerimiz vardır, olacaktır, olmalıdır.
Büyük resimleri gören, her konuda uzman ve söz sahibi olmak
iddiasında olanlarımıza çoğu zaman güler geçeriz.
Manada hikmeti bulmak asıl büyük resimdir aslında…
Bunu görebilmek için de küçük gördüğümüz, değersiz
bulduğumuz bazı veriler, özel birer işaret olabilirler. Yani illa da büyük
resimleri görmemiz gerekmiyor, küçük detaylarla da bir çok hadiseyi idrak
etmemiz ya da bir kişi veya konu hakkında doğru kanaat sahibi olmamız mümkün
olabilir.
İnsan tanımak çoğumuzun en yanıldığı konuların başında
gelir. Her şey yolunda ve muhabbetimiz güllük gülistanlık iken yere göğe
sığdıramadığımız birinin, sonra bir başka yüzüyle karşılaşıp büyük şoklar
yaşayabiliriz.
Oysa sebepler üstüne kurulu bir dünyada, sebeplerin
oluşturduğu bir kaderle yaşıyoruz.
Yağmur yağmadan önce bulutlar görünmüştür ama biz aldırmayıp
yanımıza şemsiye almadıysak ıslanmamız mukadderdir ve yağmur masumdur! Gerçi,
Allah(cc)’in bir kevni ayeti olarak kar, yağmur gibi hadiseler suç ya da
günahla izafe edilemeyecek hadiselerdir ama maksat misal olsun.
Daha yakın bir örnek verecek olursak; bir insanın merhamet
duygusunun varlığı hakkında bize ipucu verecek pek çok şey vardır. Mesela size
çok iyi davranan birini, sebepsiz yere karınca öldürürken görürseniz bilin ki
onda merhamet yoktur ve bir gün kendisini sizin karşınızda karıncaya oranla
güçlü hissettiği an, sizi de ezebilme potansiyeline sahiptir.
Zayıf bir kediye tekme atmak kahramanlık değildir, değil mi?
Asıl kahramanlık, dev bir aslan üstüne yürürken geri adım atmamak, sebat ve
sabırla durup mücadele etmektir.
Trafikte galeyana gelip, başkalarının haklarını gasp eden
birinin, bir gün şartlar değiştiğinde sizin hakkınızı da gasp edeceğini
bekleyebilirsiniz.
Merhamet bir insanda ya vardır ya da yoktur. Varsa herkes ve
her şey için vardır ve yoksa herkes ve her şey için yoktur. Var gibi
davranmasına aldanmamak gerekir.
Kendisine Allah(cc) ve O’nun hakkı hatırlatıldığında
durmayan, durdurulamayan, Allah(cc)’in yasağına rağmen sahtekarlık, zulüm,
yalan ve fitneye devam edenin; Allah(cc) ve ahiret inancından, dindarlığından
şüphe etmek için, illa da cami duvarına bevl etmesini beklememek gerekir.
Hayat, küçük şeyler üstüne bina edilir. Baksanıza bir
nefeste can çıkmaktadır.
Din, küçük şeylerle başlar, yaşanır ya da biter. Bir kelime
ile iman edilip, yine bir kelime ile iman kaybedilmektedir.
Küçük detayların hikmetini kaçırmak bize çok büyük pahalara
mal olabilmektedir.
Bırakınız birileri büyük resimler çizsin, biz küçük
detaylara dikkat ederek yaşayalım.
Yoldan insanlara eziyet veren bir taşı kaldırmanın iman
alameti sayıldığı Nebevi bir anlayışın ümmeti olalım:
İman, yetmiş küsur
şubeye ayrılır. En üst derecesi ‘La ilahe illallah’ sözüdür. En alt derecesi
ise yolda insanlara eziyet veren şeyleri kaldırıp atmaktır. Haya da imandan bir
şubedir. (Müslim)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder