İnsan, eşref-i mahlukattır. İnsanın hayatı ve onuru da çok
değerli ve saygındır. Ne bozuk ne de tüm para gibi harcanmamalıdır insan; değerinin
karşılığı cennet olan varlığını dünyalık basit ve ucuz hedeflerde tüketmemelidir.
Diğerleri kendileri bilir ama, biz Müslümanların dünyada
yaşamaktan temel amacı ahirette kurtuluşa ermekten ibarettir. Hayatın ve dünyanın
bütün getirileri ve götürüleri, bu temel hedefe göre değerlendirilir ve
muameleye tabi tutulur.
Uğrunda bir ömür mücadele verilecek ve elde edilmesi için
enerji harcanacak pek çok dünyalık bulunur, dava bulunur, kavga bulunur elbet; oysa
aslolan ahiret kazancı için dava sahibi olmak, nefisle, şeytanla ve avanesiyle
mücadele etmektir.
Bu serencam içinde, zaman zaman elmalarla armutları
karıştırmamız, kendi işimize geldiği gibi isimlendirmemiz, tadını kaçırmamız,
kokusunu bozmamız hep insanlığımızdandır.
Kişinin uğrunda zahmet çekmek bir yana, çaba bile sarf
etmeden kendisine verilen ve verilme sebebi, tanınmak ve tanışmak olarak bildirilen;
ırkını, neslini, soyunu, kabilesini bir övünme ve üstünlük sebebi görmesi en
hafif tabiriyle beleşçiliktir. Hele bunlardan dolayı kendini başkalarından
üstün görmesi artık basitliğin zirvesi ve düpedüz ırkçılıktır.
Ve ırkçılığın en net tezahürü de, kişinin kendi kavminin ya
da kabilesinin zulmüne destek olması ve onları engellemeye çalışmamasıdır.
Ancak kişinin, kendi neslinin veya ırkının fazilet ve
meziyetleri ile iftihar etmesi; onları örnek almak ve onlar gibi olmak gibi
maksatlarla ifade edilirse hayırdan başka bir şeye değildir. Kuru övgü ve övünme
için olursa, boş iş denilse bile ırkçılık sayılmaz, anlaşılır ve kabul edilir
bir yanı vardır.
Kendi millet ve halkını sevmek, onlara hayırda ve yardımda
öncelik tanımak gibi ayrıcalıklı davranışlar da yine ırkçılık olarak görülemez
hatta İslam temelde yardımlaşma ve dayanışmaya önce akraba ve çevreden
başlanılmasını emreder.
Bu merhalede, milliyetçilik olarak isimlendirebileceğimiz ve
kontrollü olması durumunda herhangi bir sakıncası olmayan bir düşünce ve duruşu
kınamanın ya da reddetmenin bir gereği ya da mecburiyeti yoktur. Olay
başkalarını küçümseme ya da diğer ırk ya da kabilelerin yaratılıştan sahip
oldukları fıtri haklarının engellenmesi aşamasına ulaşırsa ırkçılığa dönüşmüş
olur.
Temel insan haklarından nesil emniyetinin sağlanması, dinin
maksatlarından biridir. Bunun içine, kültürel ve sosyolojik olarak sahip
olunan, dil ve adetlerin tamamı dahil edilebilir. Dinin temel kaidelerine ters
düşmemek kaydıyla, toplumların adetlerinin fıkıh usulümüzde delil kabul
edilmesi de bunun bir göstergesidir.
Ümmet olmak, dinin mutlak emri ve neticesidir. Kimsenin kimseyi
zorla alamayacağı ya da çıkaramayacağı bir kardeşlik sisteminin ifadesidir.
İman edenler kardeştir ve ümmetin bir ferdidirler.
Ümmet olmak; kişinin ırkının ya da milliyetinin alternatifi
değildir, ona mani de değildir, ortadan kalkması anlamına da gelmez. İslam tam
aksine, ırk ve dil gibi Allah(cc)’in ayetleri kabul ettiğimiz özelliklerin
korunmasını emreder. Sadece ırk, renk ve dillere değil, adet ve geleneklere,
kültür ve meziyetlere de izin verir ve korur.
Sınır bellidir; Allah(cc)’in rızasına aykırı olmadıkça ve dinin
herhangi bir emrinin iptaline ya da yasağının çiğnenmesine sebep ya da vesile
olmadıkça bu gibi farklılıklar korunur ve desteklenir.
Tarihimiz buna şahitlik edecek sayısız nesil görmüştür. Çok
uzun yıllar İslam hakimiyetinde yaşamış ve halen gayri müslim olan memleketlerin
ahalisinin, ne dininin ne dilinin ne de adet ve geleneklerinin yok olmamasının
sebebi, İslam’ın onlara verdiği izin ve sağladığı korumadır.
İnsanların; kendi ırklarına ve sembollerine, adetlerine ve
bayraklarına, dillerine ve kültürlerine, aile ve akrabalarına sahip çıkmaları, yardım
etmeleri, desteklemeleri kınanacak bir davranış değil, normal ve doğru bir
iştir.
İslam, tek tip ya da tek ırk insanların dini değil; bütün
çeşitleri, tüm renkleri ile insanlığın ortak dinidir. İçine gireni eritip yok
etmez; korur ve büyütür, saygı duyar ve duyurur, sahip çıkar ve çıkarır.
Sınırları, insanlığı ve çeşitlerini yaratan Allah(cc) koyar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder