04 Ağustos 2011

Bir gece örter karanlığıyla, bir de kar!

Ne ilginç bir kafa yapımız var, ne kadar zayıf ve naif bir ruha sahibiz bilemiyorum. Ya da birileri bizden hep bunu bekliyor sanki. Etimizin ve kanımızın tadı güzel midir, hiç bir fikrim yok. Şu koca dünyada birtek bizim topraklarımız mı verimlidir, bir tek bizim coğrafyamızda mı maden ve sair şeyler çıkartılır?

Herkesin ve herşeyin bir tek Sahibi/Rabbi olduğuna inanmamız mıdır yoksa neden?

Kafası bozulduğunda ya da ekonomik göstergeleri yamulduğunda, hemencecik üzerine atlayacak bir garip coğrafya, gelsin imdada. Silah tüccarları yeni yıl bütçelerini denkleştirme ihtiyacı duyduğunda, güvenlik malzemesi üreten şirketler ekonomik krizi hissettiğinde gelsin yeni bir saldırı ya da saldırı ihtimali…

Dünyanın en büyük ve en çok sivil katleden ordusuna sahip bir ülkenin başkanına ‘barış ödülü’ verildiğinde, Afganistan’da katledecek insan kalmadığında, Irak dünya üzerinde cehenneme döndüğünde, ne dersiniz verelim mi size bir Yemen?

Gazze, açık hava hapishanesine dönüştürülür, normaldir. Bebeler, henüz ağızları süt bile kokmaya vakit bulamadan barut kokusunda boğulur, normaldir. Çocuklar, oynayacak sokak bile bulamaz yıkıntıların arasında, normaldir. Anneler, evlatlarının üzerlerine titreyemeden dünyaya veda ederler, normaldir. Babalar, eve ekmek getirmek yerine cesetleriyle gelirler ya da demir parmaklıklar ardından görünürler, normaldir.

Bütün bunca normalin arasında anormal olan şey ise hala İslam coğrafyasının cinnet geçirmemesidir aslında! Ve hala dünyada milyarlarca insan yaşamaya devam etmektedir yani dünyamız ne uzaylıların ne de vahşi birtakım yaratıkların istilasına uğramış değildir.

Birşeyi çok iyi biliyoruz artık: Eğer Sam Amca’nın canı topraklarımızdan bir bölgeyi işgal etmek istiyorsa, bir bakıyorsunuz oralardan birileri onlara bir saldırı düzenliyor ya da bir bakıyorsunuz hiç gündemde yokken aniden o toprakların bir köşesinden sanki yerden ot biter gibi bir örgüt ortaya çıkıveriyor. Ve ardından gelsin senaryolar gitsin tahminler, tabii ki savunma(!) amaçlı işgaller…

Daha Irak işgalinin hesabını bile vermeden bir yenisine başlamak üzereler. Mutlaka takip ediyorsunuzdur, işgale gerekçe gösterilen nükleer silahların aslında hiç olmadığı çoktan ortaya çıktı. En son Davids komisyonunun hazırladığı rapor Hollanda hükümetini sallamaya başladı bile. O kirli savaşa destek verenler bir şekilde mahcup olmaya mahkumdurlar.

Dünyayı bir satranç tahtasına dönüştüren bu güçler, yaptıkları hamleleri insanlık zihninde mazur veya gerekli göstermek için her türlü yalanı ve imkanı kullanmaktan çekinmiyorlar. Bu onların tıynetinde var olsa da bizim oynanan oyunu kabullenme gibi bir karakterimiz yoktur ve olamaz. Mutlaka masanın tamamına bakmak durumundayız; yapılan her hamleyi bir büyük oyunun parçası olarak değerlendirmeli ve buna göre iç dünyamızda hükmünü vermeliyiz.

Unutmamız gereken en önemli gerçek ise; bütün hesapların, planların ve oyunların üstünde bütün bir kainatın kaderi elinde olan Allah var! Hiç birşey ve hiç kimsenin O’nun elinden kurtulma ya da kaçabilme ihtimali yok!

(Ufuk Gazetesi - Ocak 2010)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hariçten gazel okumak; Suriye ve Filistin

  Hızlı zamanlarda yaşıyoruz. Günlük hatta saatlik değişimler, olaylar ve bilgiler su gibi hatta esen bir yel gibi akıp duruyor. Bu haber ve...